10 Ağustos 2011 Çarşamba

Son 3 Gun

Sonunda Turkiyeye son 3 gunumuz kaldi .. Eskiden gunler gecmek bilmezken simdi su gibi akiyor zaman ..
Camasir, utu, alisveris, valizler, yolde yenecekler (bilal icin), yolda giyecekler, burdaki havaya, istanbuldaki havaya, konyadaki havaya gore yolda giyilecekler ... kafayi yiycem bu gidisle ..
Ne zormus bebekle yolculuk yapmak, yada esime gore pimpirikli bi anneyle yolculuk yapmak :)) Buyuk puseti goturmemeye karar vedik ama ortada yazlik puset yok .. 
Ben en ufak bi kiyafeti bile iki uc gun gezerek alan zaat, koca puseti 2 gunde nasil alicam bilmiyorum :( .. 
iste boyle cok yorgun cok heyecanli ve bir o kadarda stresliyim bu aralar ..

5 Ağustos 2011 Cuma

Altin Sacli Cocuk ..

Sabah yada ikindin gunesi vurdugu zaman saclara tam bi altin sacli bebek olur kendileri.. Annesinin onu dahada bi yiyesi gelir o zamanlar .. dahada bi sarip sarmalayip kalbinin icine sokasi gelir .. cunku bu bebek ayni dayisina benzemektedir .. 





Cevremizin kestirin artik,  tepkilerine son gucumuzle dayanmaktayiz..
Bu haftada dayanabilirsek insallah Turkiyede annannemize saclarimizi gosterdikten sonra kestiricez ..








Bilal artik buyuyor ..
Eskisi kadar kolay uyumak istemiyor .. Resmen uykuya direniyor, evde bir nebzede olsa sabredip, pes etmeden yatagina birakip, son ses cigliklar atmasina  dayanip odayi terkedebiliyorum .. ve ben cikar cikmaz 10 saniye sonra ses kesilip beyefendi uykuya daliyor ..
Ama evde birileri varken, yada bir yere gittiysek bu uyuma seansi bazen 45 dakikayi bulabiliyor ..
Tabi her kafadan bir ses .. cocugun uykusu gelirse uyur, birakiver, niye cocuga eziyet ediyorsun cumlelerindende bikmiyor degilim .. her  cocuk, evde birileri varsa, yada ortam degistirilmisse  uykusu gelince uyumuyor iste uyuyamiyabiliyor .. bazen bazi insanlara biraz sessizlik lutfen diyesim gelmiyor degil hani .. yinede tutuyorum kendimi .. yinede sabir deyip susuyorum ..





Bazende boyle tam disari cikmak uzereyken kapi esiginde daliveriyor uykuya..

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Yasina 11 Gun Kala ..

Ne hizli akiyor, bazen gecip gitmek bilmeyen su zaman .. Nerdeyse haftada bir degil ayda bir yazabilsem, minigimden minik notlar dusebilsem sevinir hale geldim .. O kadar sey degistiki artik evimizde kucucuk dev bir adam var .. Kendileri tam bi emzik ve anne bagimlisi, altin sacli minik bi adam ... İstedigi olmadiginda kiyameti kopartan, en sevdigi sey tirmanmak ve kemirmek olan kucuk adam ..
En son vukuati uc gun once laptopunda sarjini kemirerek kullanilmaz hale getirmek oldu.. Suan dunyayla tek baglantimi saglayan, iphonuma goz dikmis durumda bide onu devre disi biraksa heralde dunyanin en mutlu bebesi olacak..

Tam olarak yurumuyor minigimiz ama tirmanma konusunda evde cikmadigi yukseklik kalmadi diyebilirim .. Oyle zekiki bazen hayretler icinde kalmiyor degiliz .. Tv sehpasina, sark odasinin pencere kenarina, bizim yataga salondaki koltuklara 75 cm lik boyuyla tirmanabiliyor.. Daha biz bunlari sindirememisken tabure yardimiyla mutfak sandalyesine ordanda yemek masasina cikmis gecende .. Masanin uzerinde ekmek sepetiyle oynarken bulunca elim ayagim titredi, oyle korktum ki olabilecekleri dusunmek bile istemiyorum..








Turkiyeye ucmamiza son 11 gun kaldi.. Burda ve orda heyecan dorukta ..
O kadar ozledimki memleketimi, baba ocagini, annemin kucagini hepsi gozumde tutuyor ..